[Öykü]"Gümüş Kemer" | Sibel Torunoğlu![]() "ACI ÇEKMESİNİ İSTEMEDİM"Sonra annesi küçük kızını göz doktoruna götürdü. Doktor muayene ettikten sonra, "Dört buçuk numara astigmat," dedi. Sonra küçük kızın kolundaki çürüğün ne olduğunu sordu doktor. Kız "külleri yutsam mı" diye düşünüyordu, ama başka bir teklif geldi sonra. Helikopterle dolaşacaklardı ve kız sevgilisinin küllerini helikopterden vatan toprağı üzerine serpecekti. Kız, küçücük boyuna bakmadan babasının kütüphanesinden "Ermiş Antonius ve Şeytan" adındaki kitabı incelemiş olduğundan, en yaygın sohbet konusunun şeytan olduğunu biliyordu. Ve o sıralarda bir başka sevgilisini bağlamış, kamçılıyor ve onun şeytan olduğunu söylüyorlardı. Her nedense kızın eline bir kılıç vermişlerdi. Kız punduna getirip koştu. Kılıcı bağlanmış sevgilisinin başına indirdi. Sevgilisini sürükleyerek götürdüler. Neden böyle yaptığını sorduklarında kız, "Acı çekmesini istemedim," dedi. Neyse sevgilisini artık görmüyordu, ama sevgilisinin arkadaşları acısını paylaşıyorlardı. Bir gün bu arkadaşlardan birisi küçük bir şişe verdi ona ve bu şişeyi yemek kazanının içine dökmesini söyledi. Sonra yine üç beş asker öldü. Çıkan karışıklıkta kız suçunu itiraf etti ve bir albaydan tokat yedi. Çok incinen küçük kız yere yattı, kalkmadı. Belki de ölmüştü. Albay, "Alın götürün bunu, bi daha içeri almayın," dedi. Çok geçmeden Barış Manço ve Moğollar'ın konseri vardı. Yine orduevine gitmek zorunda kaldılar. Kız Moğolları ve müziklerini çok seviyordu ve belki de yeni sevgilisi Barış Manço'ydu. Kız bazen yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak Barış Manço'yla "Sabahın yemişi bir tane kişniş / Uyandım baktım yar ellere gitmiş" şarkısını bestelediklerini düşündü. Barış Manço, kıza gümüş bir kemer hediye etti; ama Barış Manço'ya uygun olan kemer şişman bebeğe olmuyordu. |