[Deneme]"Sanat, Şiir, Felsefe Ve Dahası" | Can Murat Demir![]() "SANATSAL ŞİİR TASVİRİ""Geçer gider yeryüzünde Bunlardan biri de şiirdir. Şiir, bir şey yaratmanın bütün rahatsızlığıyla dolu olan üretken, etkileyici, estetik bir hayat formudur. İşte bu değişken ve bir o kadar da sarsıcı yapı, kendi içerisinde doğayı, insanı, evreni, olguları, umutları, duyguları eleştiren, tasarlayan, yapıp bozan bir felsefi derinlik içerir. Felsefe sanat ilişkisi buradan kaynaklanmaktadır. Çünkü çıkış yeri olarak şiir, her zaman bir felsefeye ya da bir açmaza gebedir, işin özü olarak; felsefe şiirin, şiir felsefenin gerekçesidir diyebiliriz. Şiir felsefenin kestirme yoludur dersek haksızlık etmiş olmayız herhalde, çünkü bu mükemmel ikili birleşince ortaya en karmaşık biçimlerin en sade hali çıkar. Bu hengame içinde şiir kendi felsefesini içselleştirmek için dili en etkin şekilde kullanır. Biz buna edebiyatta üslup deriz. Şiir kendi içinde bir sanat eseri meydana getirirken insana ait olan şeyleri kullanır, kısacası uydu görevini üstlenir. Şiir insanın iç görünümüdür. İnsandan uzak bir felsefe olamayacağı gibi insandan uzak bir şiir de mümkün olamaz, olmamalıdır; zaten bu son derece anormal olmaz mıydı? Şiir, felsefi anlatımları, sunumları yukarıda söylendiği gibi en kısa, en öz ve en anlaşılır şekilde sunar hayatımıza. Bu açıdan belki bir karşı duruş olabilir; fakat katiyen bir durumu koruyan bir muhafazakâr tavır ya da ideolojik kimlik sergilemez, ki bizim burada bahsedilen şiir kavramımız sanatsal bir yorumdur, siyasi amaç güden propaganda aracı olan militan şiirlerden bahsetmiyoruz. Şiir, zevklerin, hayatın, arzuların, isteklerin, kaygıların, hüznün, acının, ürpertilerin her türlü irdelenişini içerir, sanatsal şiir tasviri budur. Şiir, insanın felsefi ilerlemesinin anahtarıdır, çünkü şiir felsefi zaferlerin tetiği olan polemik sanatını da içerisinde bir nimet gibi sunar. Polemikler, fikri gelişmenin, zindeliğin, zihni zenginliğin belirteçleridir. Bütün fikri tartışmalarda kullanılan bu kabiliyet; kurgusal zekâyı ve insanı tatmin eden bir yön barındırır. "Şiir mekânsal ya da tarihsel bir kaygı duymaksızın her şeyi kendi meşrebince tasarlar durur." En önemli özelliği de budur diyebiliriz. Oyun hamuru gibi her şeye benzeyebilme ve her şey gibi görünebilme yeteneği. Nesneler kuşkusuz hayatın devamı için gerekli olanlardır. Şiir nesnelerin önemini ve gerekliliğini belirleyerek onlara yeni anlamlar yeni misyonlar yükler. Maddi çevrenin önemsizliği-önemliliği üzerinde kurgusal bir takım nüanslara bakar -ki bunu imge sanatı adı altında kullanır diyebiliriz. Sanat fizikli bir şiir, ahlaki bir sistem ya da düzen hayalini yahut kaygısını taşımayarak, başka bir ifadeyle bireysel hazlardan, arzulardan, kaygılardan yola çıkarak örer boşluğu; bu farklı ve üstün insan modeliyle ilintili bir fazdır, ayrıca belirtmek gerekir ki özgür bir ruhla birlikte, ütopik ve gizemli bir yönü de barındırmaktadır. Ülkesel ya da tarihsel kaygılardan kurtulmuş bir özgürlüğün yani gerçek özgürlüğün peşindedir. İnsani seçimin sürekli yapıldığı bir sorunsaldır, kaygılar silsilesidir. Ve son olarak söylemeliyiz ki, asıl önemli olan kaygımız; şiiri, felsefeyi, sanatı, üstün, düşünen-yaratıcı insan modeli yaratımında kullanmak olmalıdır. |