["Hayal Pusulası"]"Varım…" | Akın Olgun"ASİ BİR KORSAN OLURUM"Renksiz camların öksüz bakışları asla yansıtmıyor bizlerin gerçeğini. Kelebekli alıntılardan kurulan mutluluk fantezileri de. Hayatın akışına uyumsuz doğumlardan büyüyen hayatların ve hataların açıklamasının açıklarında yüzen bazı bizlerin aykırı duruşu da… Bu yüzden bütün bir bedende yarım olduğumuzu keşfetmenin yansımaları vurur yüzlerimize. Sallanırız o anlarda ve şükürlerden dualar kurarız geleceğe… Yanılsamalardan geriye kalan bir Monet hiçliği, serseri bir kurşun gibi dolanır etrafımızda. Umudu bir martı kanadında aramanın ya da bir tende soluklanmanın kışkırtıcı refahı öyle kâfi gelir ki her şeye… Oysa insanın kendisini bilerek aldatmasıdır bu. Aldanmanın aldatmaya uzanan kurgusunun yarım ağız kabullenişi olur önce ihanet, sonra kemiksiz sırt ağrılarından oluşan yalanlardan kök salarız beynimize. İç sorgularımızda kendimizi kapattığımız hücrelerin hem gardiyanı hem tutsağı olmak ne kadar çelişkili ise bu hesaplaşmayı tamamlamak da bir o kadar yürek işidir. Sonuç değişmez. Ya yüreğimizi bir veba gibi taşır ve çürüyen kalbimizle leş kargalarını besleriz ya da göğsümüzün meydanında onu asar, beynimiz ve ellerimizle yeniden yaratırız. Şeytanın asi'liğinden daha gerçek bir asiliktir bu. Asi ve asil bir onuru taşımak için düşünüyorum. Şeytanım öfkenin hiddetine düşmeden tırmalıyorum tüm düşüncelerimi. Kendi içimde kayboluyorum. Çatısız duygularım ıslanıyor, ıslandıkça üşüyor, üşüdükçe titriyor, titredikçe kuru, sıcak sığınaklar düşlüyorum. Uyuyorum çok derin rüyalarımda soluklanıp, kâbuslarımda yoruluyorum. İşte o an benden bana kalan en derin yaralarımı okşayarak uyanıyorum. Asi bir üyesi oluyorum karşı duruşlarımın. Güzel olan her şeyi özleyerek işliyorum ilk suçumu ve emanet ediyorum emanetimi suç ortağı sevdalarıma… Yüzümde ölmesinler diye aklaşmış gözyaşlarımı kirli sakallarımda tutuyorum. Gözlerimden düşüyorum gecenin yokluğuna ve kalbimin üstünde duruyor simyacı nefesim. Büyütüyorum tüm yalnızlıklarımı, öperek uyutuyorum tüm bakışlarımı. Yine ben, yine bendeki ben, çaprazdan süzüyor içimdekileri. İçimde çile odası, sorguda içimdeki ben. Çarmıha gerdikçe kalbimi, gerdikçe yaşamımın anlarını diz çöküyor duygularım. Ayrılıkların saati öyle uzun ki hiç bitmiyor. Bendeki beni peşinden sürüklüyor ve kıskanç zaman hayallerimin tınısını çalıyor. Bir kış akşamı yükleniyorum yüklemli tüm göçlerimi. Bir kış akşamı buz tutan yapraklara bakıp puslu penceremden, hayallerimi topluyorum artakalanlardan. Bir kış akşamı kırılan düşlerimin acısını bulup yüreğimden, özgürlüğe uçuruyorum kaderimin elinden. Ben, içimdeki ben duygularımın en küçük kırıntılarından yeniden yaratırım ellerimi… Yeniden şiirler yazar, yeniden yelkenler açarım kelimelerin deryasına… |

