[Editör'den] | Hasan Uygun"ÖYKÜYE CAN VEREN BİR ANTOLOJİ"Metaforik bir yaklaşımla, "İyi bir romanı, uzun süren bir doğum sancısı gibi düşünürsek, öykü onun yanında bir baş dönmesi'dir." diyor Erdal Öz, öykünün tanımını yaparken. Öykünün tanımına dair farklı yaklaşımlar da getirilebilir tabii. Ancak bu durum, öykünün tür olarak zenginliğinin çeşitli açılardan bir daha gözler önüne serilmesi olur ki, çoğu kez tanımlara bile gerek yoktur iyi bir öykünün ardından yaşanan baş dönmesine benzer duyguyu tatmak için. Farkında olarak veya olmayarak, gerek okur ve gerekse de yazar refleksiyle edebiyat bozkırımızın yeşertilmesi çalışmasında ortaya konulacak tüm çabalar değerlidir kanımızca. Bu çabaların görünür kılınması ise, okur sayısındaki artış ile birlikte, üretilen öykü kitaplarının sayısıyla da ilintilidir ister istemez. Türkiye'de öykü, uzun yıllardır yazarların yayınlatma konusunda en fazla zorlandıkları türlerin başında yer alıyor maalesef. Bunun da birçok nedeni olmakla birlikte, öykünün tür olarak hâlâ tam anlamıyla anlaşılamamış olması, en büyük neden olarak ortaya konulabilir. Okurun tercihidir elbette; ister öykü, ister şiir, isterse de roman okur. Fakat manipülasyon da inkâr edilemeyecek olan bir gerçektir. Münipülasyona bu kadar maruz kaldığımız bir çağda, seçimlerimiz de sorgulamamız gereken konuların başındadır yine. Türkiye'de öykünün |


Onların hiç mevsimi olmadı