["Susamuru" Yazıları]"Bir Deniz Atıyım" - Suat Bilgi

"BÜYÜLÜ BİR TUTSAKLIK İÇİNDE SENSİZDİM…"

"Bir deniz atıyım, uzak diyarların kalbinde..."

Bir keresinde tanımadığım diyarlar çağırmıştı beni. İlk kez yüreğimin sesini dinlemiş ve kalkıp gitmiştim; ne olacaksa olsundu, başıma ne gelecekse gelsindi.
Ne bekliyorsa onunla karşılaşmalıydım.Gözlerimin fenerini söndürecekse söndürmeliydi. Geceye ve gündüze sığdıramıyordum kendimi, bir kedi kadar sessiz yaşıyordum.

Bir keresinde bir otel odasında bir rüyada bulmuştum kendimi. Durmadan dönen tekerlekler görmüştüm bütün gece. Sanki sabaha kadar sevişmekten yorgun düşmüş gibiydim. Tren garına zor atmıştım kendimi. Bütün kompartımanları dolaşmıştım kendimi bulabilmek için. Her adım atışımda kalbim sıkışıyor, her nefes alışımda bulutlar kararıyordu. Her seferinde seni görüyordum.
Dudağımın altından öpüyordun hep, durmadan dudağımın altından öpüyordun, rüyada gibiydim sanki. Geceye ve gündüze sığdıramıyordum kendimi. Kadim serüvenimi yaşıyordum her öpüşünde. Aslında bir kedi kadar sessizdin. Ne gelecekse senden gelsindi başıma.

Bir keresinde, senden başka hiç kimse için ruhum bu kadar üşümemişti diye düşünmüştüm. Kimsenin kimseyi ısıtamadığını bildiğim o tanımadığım diyarda yaşlanıyordum. Ay batmış, senin beni dudağımın altından öpüşün sona ermişti. Rüyamdaki tekerlekler dönmekteydi durmadan, mavi masmavi bir deniz giymiştim üstüme. Sanki aşkımız çoktan bitmişti.

Giyiniyor, saklanıyor, konuşmuyor durmadan ağlıyordum. O hiç tanımadığım otobüs garlarının puslu salonlarında oturmuştum günlerce. Günlerce kollarımı açmış kadim serüvenimin dansıyla oyalanmıştım. Kollarımda sen yoktun. Bir kedi kadar sessiz yaşıyordum aslında. Ne geceye ne gündüze sığdırabiliyordum kendimi. Bir tek dudağını istemiştim, bir tek öpüşünü tekrardan. Geç mi kalmıştım senin için ne; büyülü bir tutsaklık içinde sensizdim.

Bir keresinde tanımadığım diyarlar çağırmıştı beni. Tanımadığım bir sevdanın kollarında bulmuştum kendimi. Hemen hiç kimsenin beni tanımadığı ve çözemediği bir kentin yağmurlu, ıslak sokaklarında dolaştım sonbaharları. Son baharında o kentin, kelimelerle seviştim durmadan. Anlatamadım. Sana anlatamadım kim olduğumu. Nereden gelip nereye gitmekte olduğumu anlayamadın.
Uzak diyarların kalbine sığındım bir kere.
Gözlerin kadim serüvenim gibi yanımda artık. Geç kalmış bir sevdanın aleviyle yanarken içim, senden yıllarca uzakta kaldım. Ruhum bedenimin ısısına aldırmaz oldu. Sana akıyorum durmadan. Senden ıslanıyorum. Üstüme üstüme yağıyorsun durmadan.

Avuçlarıma sığdıramadığım saçların var şimdi rüyalarımda.
Elimi tut, gözlerini gözlerime getir, al ağzım senin olsun.

Bir keresinde hiç tanımadığım bir diyarda kalbime bir çivi çaktılar. Karanlıkta kaybolmuş, anlamını yitirmiş bir arayıştaydı ruhum. Ne sesimi duyabiliyordum ne kendime dokunabiliyordum. Yüzyıllık bir yalnızlıktan uyanmaktı amacım. Ruhumun bütün odalarında sen vardın.

Bir keresinde tanımadığım diyarlar çağırmıştı beni. İlk kez yüreğimin sesini dinlemiş ve kalkıp gitmiştim; ne olacaksa olsundu, başıma ne gelecekse gelsindi. Ne bekliyorsa onunla karşılaşmalıydım. Gözlerimin feneri sönecekse sönsündü. Geceye ve gündüze sığdıramıyordum kendimi, mavi masmavi bir deniz giymiştim üstüme.

Aldığım ne varsa denize attım. Onlarla birlikte attım kendimi dalgalara. Bir deniz atı gibiydim uzak diyarların kalbinde, avuçlarımda saçların, artık yüzyıllık bir rüyanın dansındayım.

bilgisuat@hotmail.com

Başa dön