[Öykü]"Grip" | Feridun Demir"BEN VİRÜS DEĞİLİM, SENİN SEVGİLİNİM!.."Grip salgınının ortaya çıkmasının üstünden henüz sadece bir hafta geçmişti… Ülkede 10 milyondan fazla insan ölmüştü. Bunlar hastanelere kabul edilen insanlardı. Milyonlarca hasta ise, hastalığın artık geri dönüşü olmayan son aşamasına geldiği için hastaneler tarafından tedaviye alınmıyordu bile… Tüm halka maskeler dağıtılmıştı. Okullar tatil edilmişti. Tiyatro ve sinema, spor müsabakaları yasaklanmıştı. İnsanlar toplu taşıma araçlarına binmiyorlardı. Yaşlı insanlar ve çocuklar evlerinden çıkmadıkları için, hastalık çoğunlukla gençlerde görülüyordu. Virüse ait aşı çalışmalarının sonuçlanmasını bekliyordu herkes umutla… Televizyondan savaş yayınları gibi; beyaz önlüklü adamların uzay üslerini andıran laboratuarlarda gerçekleştirdikleri virüs izolasyonu, virüs tiplendirmesi, serolojik testler gibi anlamadığımız konularda yaptıkları prosedürleri izliyorduk. Çekmeceyi çektim. Birden yerinden çıktı. Her şey olduğu gibi odanın zeminine dağıldı. Aradığım ilaç kutusunu yerdeki ıvır zıvır içinde bulup, diğer her şeyi toplamadan, öylece bırakıp çıktım odadan. İçeri girdiğimde penceredeydi. Tül perdeler kirden iyice kararmış, içerlemişler gibiydiler bana. Pencereden dışarı sarkıtmıştı kafasını, bağırıyordu: İlacı içmesi için ona yalvarıyordum. Bunu kabul etti, ilacı yuttu. Birden ağlamaya başladı, hemen sonra. Bıkmış, sıkılmıştı artık. Onu sakinleştirmeye çalıştım… Buna izin vermiyordu!.. Gezmek, dolaşmak istiyordu eskisi gibi!.. Televizyonu açtım bir süre sonra… "Son dakika haberi!.." yazıyordu, televizyonun üst köşesinde… Aşıyı geliştirdiler mi yoksa sonunda, diyerek heyecanlandım!.. Spiker kadın terliyordu; gözleri kızarmıştı… Gözünün altında makyajla kapatılmaya çalışılmış morluklar belirgindi hâlâ… Burnu tıkalı olduğundan sesi her zamankinden daha boğuk, kırık çıkıyordu… Soluk borusunun içini dolduran sümüksü sıvı yüzünden konuşurken sık sık duraklıyor, konuşmasının bir ıslığa dönüşmesini engellemeye çalışıyordu… Virüs için koruyucu olarak gösterilen ilacın, hastalığın ortaya çıkmasını önlemekte kesin olarak etkisiz olduğunun yapılan çalışmalarla ortaya konduğunu söylüyordu!.. Geç saatte kapı çalındı. Bi daha ve bi daha. Geri gelmişti!.. Biraz sonra bana seslenmeye başladı. Kapıyı açmamı istiyordu. Dakikalar geçti, ısrarla kapıyı yumrukluyordu. Avazı çıktığı kadar bağırıyor, beni korkaklıkla suçluyordu. Daha fazla dayanamadım, kapının arkasından seslendim ona: "Beni anlamalısın! Virüsün eve girmesine izin veremem!.." |

