[Gündem]"Süslü Saksı Çıkmazı / Oyun, 2 Perde" | Gani Eser"HEPİNİZ AYNISINIZ"Karakterler:Süheyla:Eski kocası/ları sayesinde iki daire sahibi olan, diğerlerinden farklı gibi görünse de o mahalleye ait olduğu gerçeğiyle yüzleşen, erkekleri kolay etkileyen, maddi ve manevi yönden beslendiği kadar, özgüvenlerini artırdığı için aynı zamanda da erkekleri besleyen 35 yaşında bir kadındır. Erkekler, onunla birlikteyken kendilerini ne kadar iyi hissediyorlarsa, terk edildiklerinde de bir o kadar yıkılmış, çaresiz ve kin dolu hissetmektedirler. Aldığı evlilik tekliflerini hemen kabul etmeyerek, sevgi açlığını tek bir erkekte gideremeyecek kadar yalnız olduğunun altı çizilmektedir. İlişkilerini gizlemekte ne kadar usta bir yalancıysa da, köşeye sıkıştırıldığında bir o kadar açık sözlüdür. Melih: Rıfat: Zehra: Hacer: Ercan ve Ahmet: Hayri Baba: Kemal: Eskici, Şekerci,Yoğurtçu: Öykü:İstanbul'un, iş merkezlerine yakın bir kenar mahallesinde geçen iki perdelik oyun, mahalleli tarafından yaşam biçimi tasvip edilmeyen, bu nedenle de pek sevilmeyen Süheyla Hanım'ın evini iki bekâr adama kiralamasıyla başlıyor.Süheyla, giyim kuşamından konuşma biçimine kadar mahalledekilerden farklıdır. Evi kiralayan Melih, İzmir'den bir işi için şirketi tarafından İstanbul'da görevlendirilen bir profesyonel, ev arkadaşı Rıfat ise bir ressamdır. Kısa bir süre içinde her ikisi de Süheyla'ya âşık olup, onunla evlenme hayalleri kurmaya başlarlar. Süheyla, ilişkilerini birbirlerinden gizlemeleri için çeşitli oyunlar oynar. İki arkadaş, aşklarını gizli gizli yaşamaktan ve evlenme niyetlerini birbirlerine açamamaktan şikâyet etseler de Süheyla'yı kaybetme korkusu yüzünden itiraf edemezler. Oyundaki yan karakterler, mahallede yaşayan diğer insanlardır. Halde hamal olarak çalışan Rıza, Zehra ile evlidir. Çocukları Ercan, kocası tarafından terk edilen komşuları Hacer'in oğlu Ahmet'le iyi arkadaştır. Sık sık ahlak dersleri veren mahalleliden Rıza'nın dul Hacer'e, Zehra ve Hacer'in yeni komşuları Rıfat ve Melih'e ilgilerinin boyutu yönetmene bırakılmış, metinde sadece ipuçları verilmiştir. Yoğurtçu, eskici ve şekerci tiplemeleri, bitmeye yüz tutmuş geleneklerin anımsanması için oyunda yerlerini almıştır. Sürpriz karakter, Süheyla'nın eski sevgilisi Kemal'dir. İlk perdede, Süheyla ile Melih'in sinema çıkışında Kemal ile karşılaşmalarında görünen bıçak, oyunun finalinde yeniden ortaya çıkacaktır. Gerek Melih, gerekse Rıfat'ın, Süheyla ile tanıştıktan sonra özgüvenleri artar; Melih, İstanbul Şubesi'ne müdür olma teklifi alır, Rıfat ise yeni bir sergi için anlaşır. Gizli gizli devam eden ilişkiler, sonunda iki arkadaşın aşklarını birbirlerine itiraf etmeleri ile ortaya çıkar. Bu durum, her ikisinin de hem hayallerini hem de Süheyla'yı kaybetmelerine ve aldatıldıkları için ondan öç almak için birleşmelerine yol açar. Bir gece yarısı, alkolün etkisiyle Süheyla'nın kapısına dayanan Kemal, o âna kadar mahallelinin şüphelendiği ancak ispatlayamadığı aşk üçgeninin ifşa edilmesine neden olur. Bu sahnede Süheyla, mahallede yaşayanlara ahlak dersi verir ancak Kemal tarafından bıçaklanmaktan kurtulamaz. Final sahnesindeki, Ahmet ve Ercan mahallede oyun oynarken, kiralık ev arayan genç bir adama Süheyla Hanımın boş evini göstermeleriyle oyun sonlanır. Dekor, Kostüm ve Aksesuarlar:Oyunda, Süheyla'nın evi, Melih ve Rıfat'ın yaşadıklar ev ile Rıza'nın evi olmak üzere üç ayrı iç mekân, mahalle ve sinema sahnesinin geçtiği iki ayrı dış mekân vardır. İç mekânları birbirinden ayırt etmek için hane halkının yaşam biçimini ifade edebilecek aksesuarlarla yapılacak küçük değişiklikler sayesinde bu sorun giderilebilir. Aynı dekor iki taraflı tasarlanarak dış mekânın algılanmasının sağlanabileceğini düşünüyorum.Süheyla'nın kostümleri, onu mahallelilerden ayıracak şıklıktadır. Rıza'nın kostümü hamal, Hayri'nin kostümü denizci olduğunu gösterir. Ressam, sanatçı serbestliğinde, Melih ise profesyonel olduğunu vurgulayan takım elbise giyinmektedir. Zehra ve Hacer kenar mahalle kadınları gibi, çocukları Ahmet ve Ercan da onların çocuğu olabilecek yoksullukta kostümler giyer. Sonuç:Sema İslim Utandı'nın, telif hakkı talep etmediği, yönetmene geniş serbesti alanı bıraktığı ve izleyiciye yakın geldiği için son dönemde oldukça sık sahnelenen bu oyununun, özellikle amatör tiyatro toplulukları tarafından tercih edilmesinin gerçek nedenleri; yalın dili ve samimiyetidir.Oyun metninde, Süheyla dışındaki karakterlerin ahlaksızlığı çok belirgin olarak verilmemiştir. Yönetmenin bu konuda satır aralarını iyi tahlil ederek gizli ilişkileri deşifre etmesi, finalde Süheyla'nın tiradının altını doldurmak için elzemdir. Süheyla, Rıfat ve Melih'in birbirlerinden gizli ilişkileri, aynı zamanda oyunun finalden hemen önce çözülen düğümleridir. Yazar, bir ahlak dersi verme niyetinde değilse de Süheyla'nın "hepiniz aynısınız" dediği final tiradı ile bu yönde bir göndermede bulunmaktadır. Ustaca yazılmış diyaloglarla seyircinin dikkatini ilk sahneden finale kadar oyunda tutmayı başaran yazar, karakterleri iyi irdeleyebilen yönetmenlere geniş hareket alanı bırakmıştır. Oyunun ritmi, finale kadar yükselmekte ve bıçaklama sahnesiyle en üst seviyeye çıkmaktadır. İzleyicinin oyun bitti diye ayaklanmasına izin vermeden, yaşamın ve oyunun bitmeyeceği, değişen tek şeyin yeni karakterler olacağı olgusu final sahnesi ile verilmektedir. Kemal tarafından bıçaklanan Süheyla'nın ölmediğini, bu öykünün başka karakterlerle devam edeceğini de final sahnesinden anlıyoruz. Oyunun adı da, öykünün sonunu muştular bir simgesel anlama sahiptir. Sayı: 25, Yayın tarihi: 05/05/2008 |

